Namazın doğru olması için , abdestin ve guslün doğru olması lazımdır.
Abidin ,(Dürr-ül-muhtar) şerhinde buyuruyor ki ; ( Cünub olan her kadının ve erkeğin ve hayzdan ve nifasdan kurtulan kadınların , namaz vaktinin sonuna o namazı kılacak kadar zaman kalınca , gusl abdesti alması farzdır.
Resulullah ''sallallahü aleyhi ve sellem'' buyuruyor ki ;( Gusl abdesti almaya kalkan bir kimseye, üzerindeki kıl adedince [yani pekçok demektir] sevab verilir.O kadar günahı afv olur. Cennetteki derecesi yükselir. Guslü için ona verilecek sevab ,dünyada bulunan herşeyden daha hayrlı olur. Allahü teala, Meleklere, bu kuluma bakınız! Gece , üşenmeden kalkıp , benim emrimi düşünerek , cenabetden gusl ediyor. Şahid olunuz ki, bu kulumun günahlarını afv ve mağfiret eyledim buyurur).
Hanefi mezhebinde gusl abdestinin farzı 3'tür ;
1- Ağzın hepsini iyice yıkamak. Ağız dolusu su içmekle de olur ise de, yutmak mekruhdur diyen de olmuştur.
2- Burnu yıkamak.Burundakı kuru bir altını ve ağızdaki ,çiğnenmiş ekmek altını yıkamazsa gusl sahih olmaz.
3- Bedenin her yerini yıkamakdır.Bedenin ıslatılmasında harac olmıyan yerlerini yıkamak farzdır. Yıkanan yerleri oğalamak lazım değil ise de, müstehabdır.
Göbek içini ,bıyık,kaş ve sakal ve altlarındaki derileri ve başdaki saçları ve ferci yıkamak farzdır.Gözleri, kapalı küpe deliğini , sünnet derisi altını yıkamak farz değildir,müstehabdır.
Örülmemiş saçların her tarafını da yıkamak farzdır.
Dişlerin arasında ve diş çukurunda bulunan yemek artıklarının altına su geçmezse , altı yıkanmazsa gusl abdesti caiz olmaz. Yüzük sıkı ise, çıkarmak veya hareket etdirmek lazımdır. Küpe de böyledir.
Guslün sünnetleri, abdestin sünnetleri gibidir. Yalnız guslde, abdestdeki sıra ile yıkamak, sünnet değildir.
Besmele çekilir ve kelime-i şehadet söylenir. Havuzda, nehrde,denizde,yağmur altında ıslanan, ağzını ve burnunu da yıkarsa , abdest ve gusl almış olur.
Guslde, bir uzva dökülen suyu, başka uzvlara akıtmak caiz olup, orası da temizlenir. Çünki , guslde bütün beden, bir uzv sayılır.Abdest alırken bir uzva dökülen su ile, başka uzv ıslanırsa, yıkanmış sayılmaz..
Gusl tamam olunca, tekrar abdest almak mekruhdur.
İnsanı birşey yapmağa zorlıyan semavi sebebe ; yani insanın elinde olmıyarak hasıl olan sebebe (zaruret) denir. İslamiyyetin emr ve yasak etmesi ve tedavi edilemeyen şiddetli ağrıve bir uzvun yahud hayatın telef olmak tehlükesi ve başka birşey yapamamak mecburiyetti hep zaruretdir. Bir farzın yapılmasına mani veya haram işlemeğe sebeb olanı önlemenin meşakkatli , güç olmasına ( Harac) denir.
Bazıları , dişlerin yıkanması için ayet ve hadis var mı diyor.
Şunu iyi bilmeli ki , ( Edille-işer'ıyye) dörtdür. Yalnız ikisini söylemek mezhebsizlik olur. Ayet-i kerimeden ve hadis-i şerifden ma'na çıkaracak alim , bugün yok gibidir. Bizler ayetlerin ve hadislerin ma'nalarını iyi anlamış ve fıkh kitablarında bildirilmiş olan büyük ailemlerden birini, kendimize ,imam, rehber edindik. Onun gösterdiği gibi ibadet ediyoruz. Bizim rehberimiz, imam-ı a'zam Ebu Hanifedir. Dört mezhebden birini taklid eden kimse , Kur'an-ı kerime ve hadis-i şeriflere uymuş olur.
Onbir dürlü gusl abdesti vardır : Beşi farzdır. bunlardan ikisi ,kadının hayz ve nifasdan kurtulunca gusl abdesti almasıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder